Site Haritası

2004 Yılı Okudukları (50)


JÖNTÜRKLER 1908 İHTİLALİNİN DOĞUŞU
Ernest Ramsour

1908 ihtilalinin doğuşunu anlatmaya çalışan eser, aslında sadece bir döneme önyargı ile bakan ve bunu tüm kitap boyunca hissettiren bir kitap. Kitap boyunca despotlukla nitelendirilen 2. Abdülhamit’e kitap sonunda “Kızıl” lakabı da yapıştırılıvermiş. İttihat ve Terakki Cemiyetinin en ünlü üç ismi Enver Talat ve Cemal paşalar hakkında neredeyse hiçbir bilgi yok. Bu isimler olmadan İttihat ve Terakki nasıl anlatılır ve 1908 meşrutiyeti nasıl sonuçlandırılır siz düşünün. Yazar zaten kitabın önsözünde “kitabın mükemmellikten uzak olduğunu birçok eksik ve katma bilgi olduğunu” kendi ifade etmiş. Ve bu eksiklikleri telefi etme imkanına da sahip olmadığını belirtmiş. Nasıl bir eser olduğunu daha fazla açıklamaya gerek yok kanımca. Bir eleştiride kitabın bölümlerini ilgilendiren dipnotları bölüm sonuna ekleyen Pınar yayınlarına...


 İNSANLARLA İYİ GEÇİNMENİN YÖNTEMLERİ
Dianne Douptfire

Aslında hepimiz insanlarla nasıl iyi geçinilebileceğini biliyoruz. Ama bunu uygulayacak yüreği taşımıyoruz. Bu kitap o yüreği hareketlendiriyor mu diye sorarsanız “hayır” derim. Sıkıcı bir kitap değil. Okuduğunuzda “Yapmam Gerek” deyip yapamadığınız birçok kolay yöntemi öğreniyorsunuz. Sonra yine yapamıyorsunuz.




 CEMİLE
Orhan Kemal

Bir dönemler, romanlarda olmazsa olmaz konular arasında yer alır. İşçi-fabrika-yoksulluk üçlemesi... Boşnak kızı Cemilenin etrafında dönen sevda yoksulluk dostluk ve mücadele hikâyesi. Dar hacimli bir roman. Türk filmi okudum sanırım. Nedense bana bu konunun işlendiği kitaplar edebiyattan daha çok fikri ideolojiye göre yazılmış izlenimi vermiştir hep. Kitabın başlarında Orhan Kemal’in sabah namazına giden yaşlı bir amcaya yere ağız dolusu balgam tükürttürüp “Cellecalalühü” çektirmesi acaba nasıl bir kurgu yaratıcılığının örneğidir... Hiç kimse kendini kandırmasın. Bu kitapta köylü şivesini konuşturmaktan başka, başarılı bir romanda olabilecek şeyleri bulamadım ben.


 ÖZGÜVEN
Kenneth Hambly

Kişisel gelişim kitapları ile kişiliğini geliştiren var mıdır gerçekten merak ediyorum.  Bu tarz kitapları oldum olası önyargı ile okumuşumdur. Kişiliğimizde olmayan özellikler okuyarak gelişmez kanımca. Özgüven adlı bu kitapta beni hayal kırıklığına uğratmadı. Gerçek mesleği jinekolog olan Dr. Kenneth Hambly psikologların bilgi alanına giren bir konuda kalem oynatmış ve hiç başarılı olamamış. Küçük hacimli eser bittiğinde “E ne oldu şimdi, özgüvenimiz yerine mi geldi?” şeklinde sorular sorabilirsiniz kendinize... Örnekler çok yüzeysel. Kitap sırf ticari kaygı ile kaleme alınmış izlenimi oluştu bende. Rota yayınlarının kişisel gelişim serisinin olmazsa olmaz konusu olarak aileyi tamamlamak adına kattığı basit bir kitap.


 KALEM İŞLERİ
Ahmet Turan Alkan

Öncelikle, beni dili ve kendine has üslubu ile mest eden Ahmet Turan Alkan'a teşekkür etmem gerek. Kalem İşleri, her telden yazıların olduğu hoş bir deneme. Özellikle geçmiş döneme ait sol ve milliyetçi akımların revaç olduğu zaman dilimindeki anılara yönelik yazılar önemli kanımca. Ayrıca bir türkü sever olarak Alkan'ın günümüz Halk müziği ile ilgili tespitlerini zevkle okudum. Benim yazılar içinde ilk sıraya yerleştirdiklerim bu türkü yazıları idi.



 CIMBIZLA FİL AVLAMA SANATI
Rasih Yılmaz

Röportaj dalında çok başarılı bulamadım Rasih Yılmaz’ı açıkçası... Cımbızla Fil Avlama Sanatında konuklarını köşeye sıkıştırmayı amaç edinmemesi Rasih Yılmaz için belki artı puan. Ancak soruları çok kısır ve sıradan buldum. Sohbeti Rasih Yılmaz değil de konuştuğu şahıslar yönlendirmiş izlenimi var. Cevaba göre soru mantığı çokça kullanılmış. Röportaj yapılan yazarlardan çoğunun megolaman ve “Ben Süperim” havasını soludum kitap boyunca. Sıkıcı bir kitap değil, ancak çok bir şey kazandırmadı benim fikri dünyama Cımbızla Fil Avlama Sanatı...


 KIBRIS DİYE BİR ADA
Mehmet Altan

Türkiye, AB uyum yasaları ile boğuşurken, birliğin olmazsa olmaz koşulu olarak sürekli gündeme getirdiği Kıbrıs sorunu, Kıbrıs’ın geçmişi ile kısa bir yolculuk ile zihinlerde farklı açılar kazanmamıza yol açıyor bu kitap sayesinde.  Yıllardır çözümsüzlük üzerine politika yapan ve onu milliyetçilik kılıfı ile cilalayan Türkiye ve KKTC siyasetçileri bizi nede güzel kandırmışlar. Hiçbir şey üretmeden Türkiye’den gelecek para ile geçinen ve buna alıştırılarak tembelleştirilen ekonomisi ile KKTC galiba Altan’ın söylediği gibi korsan bir ada. Kitap 90’lı yıllarda yazarın köşe yazıları ile başlıyor. Annan planının özetinin de yer aldığı kitap, devlet söyleminin dışında aydın bir yazarın bakışı ile Kıbrıs’a bakmak isteyenlere tavsiye edilir.


 VESVESE
Mehmet Paksu

Vesvese, imanlı her insanın karşı karşıya kaldığı bir düşünce musibeti. Mehmet Paksu, zihnimizde oluşan ve başrolünü şeytanın oynadığı bu musibetin, kalbimize ve imanımıza zarar vermemesi için önce onu tanımamız gerektiğinden bahsediyor kitabında. Nelerin vesvese olduğunu ve nasıl korunabileceğimizi anlatıyor. Yer yer Said Nursi’den alıntılarla konuyu zenginleştiriyor. Özetle vesveseden korunmak için onu tanımak ve Allah’a sığınmak ile bu musibetten korunmanın mümkün olduğunun altını çiziyor.



 KONUŞ Kİ GÖREBİLEYİM
Ahmet Turan Alkan

“Hayatta yaptığım en iyi şey” diye bahsediyor yazmak eylemi için A.Turan Alkan. Yazmanın hakkını veriyor. Ancak bu kitapta gördüm ki, sohbetinde hakkını veriyor... 23 ayrı röportaj adı altında sohbetleri yaptığı soru soran kişilerin yerinde olmak isterdim. Gerçi A. Turan Alkan’a soru sormakta zor zanaat. Bu vesile ile soruları soranlarında çok başarılı olduğunu belirtmek gerek. Çünkü sorular kitabın okunabilirliğini doğrudan etkiliyor. Sıkılmadan zevkle okuyacağınıza garanti verebilirim.



 KIZIL NEHİRLER
Jean Christophe Grange

Kurtlar İmparatorluğu adlı kitabıyla tanıştığım Grange’nin, kurgusuna ve sürükleyici anlatımına hayran kalmıştım. Kızıl Nehirler, çok merak ettiğim ve biran önce okumak istediğim yazarın ikinci eseriydi benim için. Tek kelime ile enfes bir hikaye enfes bir kurgu. Komiser Niemans ve teğmen Karim’in ayrı ayrı başlayan ve muhteşem finalle birleşen sorgulamaları ve araştırmaları çok etkileyici. Romanda çözümlenmeye çalışılan genetik özetli cinayetler (tabi bunu sonunda anlıyoruz) sonuca ulaştırılırken, hep bir merak içinde kalıyorsunuz okuyucu olarak. Polislerin araştırmaları sırasında onları sürükleyen gelişmeler ve ipuçları hiçte sıradan olmayan ve zeki bir beynin kurgusu. Pek fazla polisiye roman tarzı okumayan biri olarak ben çok etkilendim Kızıl Nehirlerden. Kitaptan uyarlanarak çekilen filmini izlememiş olmamda merakımın taze ve canlı kalmasına ayrı bir etken tabi. Bu türe meraklı olanlar eminim çok beğenecek. Bu türü okumayanlar ise en azından Grange’yi okumak zorunda kalacaklar sanırım. Hele bir denesinler.


 NİŞANLIYA MEKTUPLAR
Victor Hugo

Tapma derecesinde bir sevginin günlüğü sayılabilecek bir eser... Victor Hugo’nun duygusallığı hakkında önemli ipuçları bulabileceğiniz bir yapıt. Tabi Adele’nin Hugo’ya yazdığı karşı mektuplarda kitapta yer alsaydı şüphesiz daha keyifli olurdu. Neredeyse Tanrı yerine koyulan (hatta koyuyor Hugo) bir sevgili ve karşısında hiçbir değeri olmayan bir ruh halindeki Hugo’nun hemen hemen aynı satırlarını okuyorsunuz. Ben sıkıldım, siz sıkılmayın.



 ALTINCI ŞEHİR
Ahmet Turan Alkan

Ahmet Turan Alkan bu eserinde, kendi memleketi olan Sıvasın hayat hikâyesini ve hatıralarını sunuyor okuyucuya. Okurken sadece Sivas’ın sokaklarında, tarihi binalarında sıcak evlerinde, soğuk kışlarında, hamamlarında, çadırlarında dolaşmıyorsunuz. Sivas bahanedir aslında. Yitirdiğimiz onlarca güzel sadeliğin, şehir hayatından kent hayatına geçerken, ruhuna okunan Fatiha hüznü kuşatıveriyor okuyucuyu. Yazarın o dönemlerini bizzat yaşayan okuyucular için kitaptan alınacak keyif ve bununla doğru orantılı hüzün şüphesiz daha yoğun olacaktır. Bu kitap salt Sivas değildir... Anadolu’dur, eski zamanların huzurudur. Zaten bunu yazarda son yazısında İfade-i Meram eylemiştir.


 KÜRK MANTOLU MADONNA
Sebahattin Ali

Etrafımızda içine kapanık, hakkını savunamayan, garibanlığıyla meşhur nice şahsiyetler görmüşsünüzdür. Acaba tüm bu sessiz kişiler, hayatlarında Kürk Mantolu Madonna dramını yaşamış olabilir mi? Raif efendi başka siluetlerde çevremizde dolaşıyor mu dersiniz?





 GURBETTE FETHULLAH GÜLEN
Nuriye Akman

Zorunlu olarak sürgün hayatına devam eden Fethullah Gülen Hoca Efendi ile yapılmış çok önemli bir röportaj. Röportajda benim hissettiğim bir şey var: Fethullah Gülen 5 yıldan uzun süredir memleket hasreti çeken bir gönül adamı olarak, onu karalayan, ona kin besleyenlere karşı kırgınlığını ilk kez bu kadar net ifade etmiş... Kendine yakışan o derin hoşgörü iklimini bozmuyor ama "Ben öldükten sonra bazı şeyler yazılacak ve tarihteki yerini alacak" özetli ifadesi ile de ona karşı haksızlık yapanlarla öldükten sonra tarihin hesaplaşacağını beyan ediyor. Yalnız bence kitap, Hoca efendi ile yapılan röportaj ile sona ermeliydi. "Röportaj hakkında ne dediler" başlıklı bölüm ile kitap hacmi gereksiz yere arttırılmamalıydı. Beni ilgilendiren hoca efendinin fikirleri bu kitapta, diğer yazarlarımızın kitap hakkındaki görüşleri beni ilgilendirmiyor açıkçası. Hoca efendinin fikirlerinin arkasına destek olarak konduğunu düşündüğüm bu bölümü beğenmedim. Zaman kitapevinin ya da Nuriye Akmanın "bakın hocamız ne kadar haklı herkes onu anlıyor ve hak veriyor " tarzı düşünce desteklerini kitap sonuna eklemesini yakıştıramadım... Bu kitap hakkında hoca efendiyi sevmeyen kişilerde eminim eleştiren yazılar kaleme almışlardır. O zaman bunlarda kitaba eklenmeliydi. Bu bölüm kitabın başarısını gölgeliyor. Ancak Hoca efendinin söylediklerini herkes okumalı.


 TARTIŞMACI ARKADAŞLARA BAŞARILAR DİLERİM
Ahmet Turan Alkan

Bir Ahmet Turan Alkan klasiği... Yazarın kitaplarını okuyanlar bu eserinde de hayal kırıklığına uğramayacaklarını bilmeliler. Özellikle günlük siyasi keşmekeşten uzak olan, bize ve kültürümüze ait konularda yazdığı yazılar tek kelime ile enfes. Ben okuyacak arkadaşlara başarılar dilerim.





 11 EYLÜL O KADER SABAHI
Fehmi Koru

11 Eylül saldırısından sonra Dünyada meydana gelen gelişmeleri en uzun süre gündemde tutmaya çalışan Fehmi Korunun 11 Eylül günlüğünü okumak isteyenlere. Kitabı bitirdiğinizde size lanse edilmeye çalışılan haberlerin doğruluğunu sorgulamaya başlıyorsunuz. Ve kitabın sonunda sonuca ulaşıyorsunuz. Her taşın altından Yahudi elinin çıktığı günümüzde bu saldırıların arkasında İsrail parmağı olabileceği ve ABD'nin savaş ve işgal politikaları uğruna kendi halkını bile feda edebileceği sonucunu çıkardım ben şahsım adına Özellikle dünya üzerinde GSM firmalarının faturalama işlemlerinin tamamına yakınını İsrail firmaları AMDOCS ve COMVERSE firmalarının aldığına dair kanıtlayıcı bilgiler bu konuda yapılabilecek casusluk soru işaretlerine ne kadar duyarsız olduğumuzu gözümüze sokan Fehmi Koruyu tebrik ediyorum... Bu firmalar Türkiye’de de faaliyet gösteriyor. Bir döneme ışık tutması bakımından arşivlenmesi gereken emek verilmiş ve öyle kaleme alınmış bir eser O Kader Sabahı.


 AYDIN DESPOTİZMİ
Alev Alatlı

Alev Alatlı’nın bu kitabını okumak isteyenler, kitabın arka kapağında bu kitabı neden yazma ihtiyacı hissettiğini okumalılar önce. Latife Tekin'in Gece Dersleri adlı kitabına eleştiri yazan Yalçın Küçük'ün eleştirideki yanlışlarını vurguluyor. Bir anlamda aralarında soğuk bir savaş hâkimiyetini okuyorsunuz. Genel olarak sıkıcı bir kitap. Eleştiri okumak isteyenler alabilir. Ancak Alev Alatlı bu düşüncelerini kitaplaştırmasa da olurdu. Çünkü bu kitaptan önce Latife Tekinin kitabını sonra Yalçın Küçük'ün eleştirilerini okumak gerekiyor.



 MELEKLER VE ŞEYTANLAR
Dan Brown

Bir okuyucu olarak sanki daha önce okumuş olduğum bir kitabı tekrar okuyormuşum hissine kapılmak kötü bir duygu. Melekler ve Şeytanlar'ı okurken, Dan Brown'un yeni bir eseri değil de Da Vinci Şifresinin devamını okuyormuşum gibi geldi bana. Hemen hemen aynı kurgu ile yazılmış olması, aynı şekilde başlaması, (gece yarısı telefon çalar ve Langdon rahatsız edilir...) sanat eserleri ve simge bilimin incelikleri arasındaki aynı tarz yolculuk. Bu kitapta Da Vinci Şifresindeki gerçekçilik havasını yakalayamadım. Sinema filmlerinde görmeye alıştığımız bilim kurgu ve cinayet manzaraları beynimde uçuşup durdu. Bir okuyucu olarak bölüm sonlarını heyecanla beklemedim doğrusu. Çünkü ne olacağını tahmin edebiliyorsunuz kitabı okurken. 4 kardinal ölecek, Langdon yaşayacak (kurtulma bölümleri çok havada kalmış), Vatikan’da hayat devam edecek vs... Sanırım bu tahmin sıradanlığını Dan Brown'da hissetmiş olacak ki, kitabın sonunu mümkün olduğu kadar karmaşık kurgulamış. Bilim hakimdir Din'e... Din hakimdir Bilime... İki düşünceyi de eşit ölçüde işlemiş kitabında Brown. Keşke Da Vinci Şifresinden sonra uzun bir ara verip daha sonra okusaydım Melekler ve Şeytanlar'ı...


 ATEŞ TECRÜBELERİ
Ahmet Turan Alkan

Ateş Tecrübeleri, ateşli dönemlere tanıklık etmiş Ahmet Turan Alkan'ın, Türkçeyi kullanmadaki yeteneği ve kendine has üslubu ile satırlara düşüncelerini aksettirdiği bir Deneme yapıtı. Fakat Alkan ateşli dönemleri anlatmıyor kitabında. O dönemler ile bugünü, Osmanlı ile Avrupa’yı, İmparatorluk ile Cumhuriyeti, İslam ile Avrupa Birliğini, Tarih bilinci ile Din bilincini bir arada yoğurup fikri inşaatınıza yeni ve sağlam taşlar koymanızı sağlıyor. Tüm bunları yaparken eleştirilerinin dozunu kaçırmıyor. Herhangi bir ideolojinin kalemşorluğunu yapmadan gezdiriyor sizi kitabında. Yazdıklarına "Haksız" diyemiyor, tespitlerine katılmaktan başka çıkar yol bulamıyorsunuz. Ahmet Turan Alkan, Tarih, İslam, Avrupa, Medeniyet vs konularını engin bilgisi ile yoğuruyor, yoğurduğu fikirlerini enfes örneklerle kafanıza kazıyor, birkaç cümle ile konuları özetliyor kitabında.


 2.CUMHURİYET DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER
Mehmet Altan

Mehmet Altan, günümüzde kime neden verildiği belli olmayan "Aydın" kimliğini entelektüellikle beraber hak ederek kazanan ender kişilerden birisi... Mehmet Altan okurken 10 yıl önce yazdıklarının bugün hala geçerli olduğunu görmek insanı üzüyor. Fakat Sayın Altan’ın belirli kesimlere karşı o doğru bildiği düşüncesini sakınmadan söylemesi ve bunu okuyucuları ile paylaşması takdire şayan. Belki birçok insanın bildiği fakat söyleyemediği düşünceleri sizin adınıza da söylüyor. Değişmeyen, kangren haline gelmiş köylülüğümüz ve bunun görünmeyen ya da gösterilmeyen tarafında Türkiye’nin neler kaybettiğini, ve bu kayıpların hangi kesimler için kazanç olduğunu sinirinizi bozacak kadar gözünüze sokuyor Sayın Altan. Bu ülkenin geri kalmışlığının nedenlerini çok uzakta aramayın. En yakın kitapçıya gidin ve Mehmet Altan'ın kitaplarını alıp okuyun derim ben.


 SONSUZLUĞUN KIYILARI
Adrian Berry

Sonsuzluğun Kıyıları, Tübitak’ın hazırlamış olduğu, Bilim dünyasına ait çeşitli öykülerden oluşan bir kitap. Adrian Berry’nin Londra’da Daily Telegraph gazetesinde 1977 yılından beri yazdığı makalelerin derlendiği bu eserde okuyucu bilimin dünü ve bugünü üzerine düşünmeye çağırılıyor. Ben okurken çok da zevk almadığım saatler geçirdim. Kitabı herhangi bir türe sokamadığım için “bu türün meraklıları okuyabilir” diyemiyorum.




 ÖLÜM ÖNCESİ YORGUNLUK
Rasih Yılmaz

Rasih Yılmaz ile Aksiyon dergisindeki yazıları ile tanıştım. Üslubu oldukça hoşuma giden genç yazarlardan biri. Yalnız Ölüm Öncesi Yorgunluk sanırım benim tarzım olmayan bir deneme tarzı. Kitap hacmi de gereksiz yere arttırılmış bence. Bu kitapta aradığım Rasih Yılmazı bulamasam da kitaplarını takip etmeye devam edeceğim.





 KUYUCAKLI YUSUF
Sebahattin Ali

Sabahattin Ali bu kitabında insan içinde yer alan ve bize kötüyü yapmaya sevk eden iç sesi ve bu sesin bizi nasıl haklı gösteren mazeretler ürettiğini ortaya koymuş. Ama kitabın bu ana temadan çok belirli bir siyasi görüşe karşı olduğunu hissettiren yorumlarla yüklü olması kitabın başarılı olmasını engelliyor bence. Tüm olumsuzlukları belirli karakterlerde kullanması ve bunu yaparken siyasi görüşünü çok fazla belli etmesi Aliye yakışmamış.



 OSMANLI MİRASINDAN CUMHURİYET TÜRKİYESİNE
İlber Ortaylı

İlber Ortaylıyı dinlerken, ya da okurken "Bu adamın bilmediği bir şey yok mu" demekten kendinizi alamıyorsunuz... Günümüz meselelerinin, Osmanlı dönemi ile beraber karşılaştırmalı bir kısa analizini yapan kitap, daha önce bir TV programında Taha Akyol'un hazırlayıp sunduğu bir programda konuk olan Prof. Dr İlber Ortaylı ile yapılan söyleşinin kitaplaşmış hali... Ortaylıya soruları soran kişinin de tarih bilgisi iyi olunca, röportajdan ziyade karşılıklı sohbet havasında geçen, insanı sıkmayan bir kitap ortaya çıkmış. Programları izleyenler aynı doyurucu hazzı kitapta da bulacaklar.


 ŞEYTAN
Lev Tolstoy

Bizim toplumumuzda yer yer kadına “Şeytan” yakıştırması yapılır. Bu durum, kadının yaradılışındaki silahlarından ve biz erkeklerin zaaflarından olsa gerek. İşte bu kitapta, bu silahların bir erkeği nasıl mahvettiğinin bir kısa romanını okuyacaksınız.





 DUVARIN ÖTEKİ YÜZÜ
İsmail Taşpınar

Duvarın Öteki Yüzü, aslında ahiret anlamını taşıyor kitapta. Yahudilikte ahiret inancını anlatan kitap yer yer Yahudiliğin sosyal tarihine ve gelişimine de yer vermiş. Bu semavi dinin ahiret inancını merak edenler için faydalı bir eser olabilir.





 ÖRNEKLERİ KENDİNDEN BİR HAREKET
M.Fethullah Gülen

Fethullah Gülenin bu kitabını okurken dikkatimin genel olarak dağıldığını söyleyebilirim. Sayın hocamızın bundan önce 7–8 kitabını okumama rağmen tek sıkıldığım, dilinin gereksiz edebi kelimelerle çok fazla yoğrulduğuna şahit olduğum kitabı diyebilirim





 DA VINCI ŞİFRESİ
Dan Brown

Uzun bir dönem en çok satanlar listesinden düşmeyen, Dan Brown’u Türkiye’nin tanıdığı eser. Hıristiyanlığın kutsal değerlerini ve kilisenin söylevlerini tarumar eden ve tartışmaya açan, kurgusu ile çok başarılı bir kitap. Daha sonra sinemaya da uyarlanan kitabın satırlardan takip edilmesi çok daha cazibeli. Kovalamacanın şifrelerle çözüldüğü çok başarılı bir yapıt.




 CEVDET BEY VE OĞULLARI
Orhan Pamuk

Orhan Pamuk’un ilk romanı olduğu belli oluyor. Diğer kitaplarında alıştığımız konu içinde bilgi verme yönüne pek rastlamıyoruz bu eserde. Daha çok tasvirlerle örülü bir eser. Kitapta karakterler fazla. Bu nedenle ana bir konu yok hissine kapılıyorsunuz. Nişantaşı’nda yaşayıp gidiyorsunuz. Ve kitap bittiğinde de “neden bitti” demiyorsunuz. Çünkü başlayan bir şey yok.




 EYLÜL
Mehmet Rauf

Edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman olma özelliğini son satırına kadar hissettiren Eylül, okuyucuda bazen “yeter be, artık düşüneceğine söyle şu içindekileri” diye roman içindeki karakterlere bağırma isteği uyandırıyor. Bana birazda Herzen’in “Suçlu Kim” adlı eserini çağrıştırdı açıkçası. Tek farkı psikolojik tahlillerin Herzen’e oranla daha fazla ve sıkıcı olmasıydı. Ana konu aynı. Arkadaşının karısına aşık bir adam ve bu adama karşı duygularını belli etmeyen bir kadın. Kimin kimi taklit ettiği muamma!



 ÖLÜM KIYAMET CEHENNEM
Harun Yahya

Bu kitap insanoğlunun belki de en çok aklına getirmemeye çalıştığı üç gerçeğin, ayetler eşliğinde hatırlatılması özetle.






 KURAN'DA DUA
Harun Yahya

Kuran-ı Kerim’de duanın önemi malum. Harun Yahya bu eserinde dua edebini Kuran örnekleriyle açıklamaya çalışmış. Aslında Harun Yahya’nın esere kattığı bir şey yok. Kuran-ı Kerim’de konu ile ilgili ayetler alınmış kitaba yerleştirilmiş. Başlıklara yazılan ön yazıların öyle aman aman bir içeriği yok.





 UNUTULANLAR DIŞINDA YENİ BİRŞEY YOK
Osman Pamukoğlu

Pamukoğlu'nun bu kitabını okuduğunuzda askerlerimizin hangi zor şartlarda mücadele ettiğini görecek ve gayri nizami harp unsurlarını kullanan teröristlerle edilen mücadeleyi daha iyi anlayacaksınız. Osman Pamukoğlu paşanın bile bu mücadele sırasında bitlendiğini, Mehmetçiklerin postal içinde ayaklarının ne hale geldiğini okuduğunuzda gözleriniz dolabilir. Yıllarca kendi kendime sorduğum; PKK hafif kalaşnikof marka hareket imkanını kısıtlamayan silah kullanırken bizim askerlerimiz neden hantal G3 piyade tüfeğini kullanır sorusuna cevap da buldum bu kitapta. Nedeni, yoğun çarpışmalarda bizim askerlerimiz kalaşnikof kullandığında sese göre ateş imkanının ortadan kalkması imiş. Nitekim Osman paşa tüm rütbelilerde dahil olmak üzere herkese kalaşnikof kullanma yasağı koymuş. Bu sayede kalaşnikof sesi geldiğinde bunun terörist olduğu gayet açık oluyormuş. Çok mantıklı. Askerin ateş edeceği yönün daha rahat tayin edilmesi sağlanmış bu sayede.


 HERŞEYDE HAYIR GÖRMEK
Harun Yahya

Harun Yahya’nın genel itibari ile hazırlamış olduğu diğer eserlerinde olduğu gibi ana konu etrafındaki Kuran ayetlerinin derlendiği bir eser. Her şeyde hayrı görebilmeniz duasıyla…






 KIRDIĞIMIZ OYUNCAKLAR
Sunay Akın

Sunay Akının dili insanı hiç sıkmadan kitaplarının sonuna getiriyor. Kırdığımız Oyuncaklar'da sizi etkileyecek başlıklar mevcut. Okuyanlar bilir. Sunay Akın yazılarını şiirlerle süslemeyi sever. Yalnız bu kitabında şiirsel süslemelerinde sadece onunla aynı siyasi görüşü temsil eden şairlere yer vermesi açıkçası beni biraz sıktı... Benim için en iyi kitabı "İstanbul'da Bir Zürafa" adlı eseri. Diğer kitaplarında hep o siyasi görüşün rengini belli eden satırlara rastladım. Belki bunda yoktur, o eski tadı alırım diye düşünerek aldığım bu kitabında oyuncaklarımı kırmadı belki ama kalbimi kırdı Sunay Akın.


 UZAKLAR
Can Dündar

Can Dündar Türk okuyucusunu iyi tanıyor. Şehirlere dair gezi tarzı çok kitap okumama rağmen çoğu yazar beni anlatılan yerlere götürmeyi başaramamıştı. Can Dündar ile Uzaklar'a gitmeyi başardım. Sanırım bu, Can Dündar'ın, sizi uzaklara götürürken o yerin coğrafi özelliklerine sizi mahkum etmeden tanık olduğu olayları hoş bir üslupla size aktarmasından kaynaklanıyor...




 BU İŞTE BİR YALNIZLIK VAR
Tuna Kiremitçi

Çıkarıldığı yayınevinin reklâm imkanının çok olmasından dolayı sürekli gündemde tutulduğu için çok satan bir kitap benim görüşüme göre. Edebiyatımıza yeni bir soluk getirdiği fikrine ise kesinlikle katılmıyorum. Sıradan ve hiçbir edebi değeri olmayan bir kitap. Okumayan hiçbir şey kaybetmez.





 İTTİHAD VE TERAKKİ İÇİNDE DÖNENLER
Semih Nafiz Tansu

İttihat ve Terakki hakkında birçok kitap yayınlandı bugüne kadar. Birçoğunda bazı karakterlere çok büyük görevler yüklendi. Örneğin Yakup Cemil hakkında, Soner Yalçın’ın “Teşkilatın İki Silahşoru” adlı eserinde bahsettiği kişilikle bu eserde anlatılan Yakup Cemil arasında çok fark var. Galip Vardar’ın anılarını anlattığı bu eser bana daha tarafsız bir bakış açısıyla kaleme alınmış izlenimini verdi. Tarihin bir dönemine damgasını vuran bir hareketin başrol oyuncularını anlatan bir eser olarak okunmaya değer.



 ÖMÜR BOYU AŞK 2
Cemil Tokpınar

İlki kadar başarılı ilki kadar güzel bir çalışma. Bu kitapta 21 yy. getirdiği ve yuvalarımıza, ilişkilerimize virüs gibi bulaşan problemler çok güzel izah edilmiş. Özellikle İnternet ve görsel medyanın bizler için (doğru kullanılmazsa) nasıl sinsi tuzaklar hazırladığına dair bölümler tekrar tekrar okunmalı... Unutmayın! Eşiniz herkesten daha değerli olmalı.




 TEŞKİLATIN İKİ SİLAHŞÖRÜ
Soner Yalçın

Üzerinden yıllar geçmiş bir dönemin hareketli olaylarını torun Yakup Cemil'den dinliyoruz Teşkilatın İki Silahşorunda... Ve ben şunu soruyorum kendime. Kim dedesinin yaptıklarını böylesine efsaneleştirmeden anlatır ki... Bence bu konularda neye inanacağımızı şaşırdık. İttihat ve Terakki hakkında okuduğum diğer kitaplara göre de Yakup Cemil'in kitapta öyle anlatıldığı gibi abartılacak bir durumu yok.




 SUÇLU KİM
A.Ivanovıc Herzen

Mutlu bir evlilik. Bu mutlu evliliğe şahit ve sevilen bir arkadaş. Bu arkadaşın kadına olan engel olamadığı aşkı, kadının bu duygulara engelleyemediği karşılık... İşte size Türk filmi kıvamında bir roman. Bu romanı okuyup bitirdiğinizde Türk roman tarihinde çok ünlü bir romanla olan benzerliğini de gözden kaçırmayacaksınız...





 KURTLAR İMPARATORĞLUĞU
Jean Christophe Grange

Ben bu tarz romanlara her zaman uzak kalmışımdır. Tipik bir klasik roman aşığı olduğumdan günümüz yazarlarının eserleri bana o edebi ve kurgu zenginliğini gerçekçilikle beraber sunamıyordu. Reklâmının fazla yapılması beni de tavladı ve Grange ile tanıştık. İyide oldu. Türkiye’deki mafya uzantılı ve bize uzak olmayan konuları iyi derlemiş ve çok iyi kurgulamış. Grange'nin kitaplarını takip etmek zorunda kalacağım.




 ADI GÜZEL KENDİ GÜZEL MUHAMMED
Muhammed Abduh Yemani

Efendimiz (SAV) hakkında yazılan kitapları okumak ve özellikle Türk yazarların dışındaki müslüman yazarların O'nu anlatması beni her zaman etkilemiştir. Resulullah'ı (SAV) tanımak, ona duyduğumuz sevgiyi yaşantımızda değer verdiğimiz şeylerden ne kadar önde tuttuğumuza bağlı. İşte Abduh Yemani eserinde kısaca bize bunu soruyor. Ne kadar seviyorsunuz?




 ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR
Ernest Hamingway

Yazarın kendisi savaşı yaşamış biri olduğundan olsa gerek savaşın, mücadelenin kurgusunu, tasvirini böylesine başarılı kılan etken. Bir grup gerilla savaşçısının davaları için büyük önem taşıyan bir köprüyü havaya uçurmak için yaptıkları mücadeleyi okuyacaksınız. Davanın sonunda ümitsizde olsalar yollarından dönmeyen bir grup gerilla. Karakterler çok güçlü. Fazla söze gerek yok...




 ORTADOĞU'DA TARİH VE İNANÇ
National Geographic

National Geographic'in derlediği eser, tüm semavi dinlere ev sahipliği yapmış, bu dinler uğruna kavgaların yaşandığı ve halen yaşanmaya devam eden  Ortadoğu'daki inancın tarihini anlatıyor. Kitabın olmazsa olmazı, tabiki yüksek kalitedeki resimlerle makalelerin süslenmesi.





 ÖLÜMCÜL KİMLİKLER
Amin Maalouf

Amin Maalouf'un kitabı bir deneme yapıtı. Maalouf'un bu kitabında dile getirdiği bazı düşüncelerle nasıl bir çelişkiye düştüğü dikkatli okuyucuların gözünden kaçmayacaktır. Bakın ne diyor Amin Maalouf: "Dilinizin küçümsendiğini, dininizle alay edildiğini, kültürünüzün aşağılandığını hissederseniz, farklılığınızın işaretlerini abartılı bir gösterişle sergileyerek tepki verirsiniz. Tersine saygı duyulduğunu hissettiğinizde, yaşamayı seçtiğiniz ülkede yeriniz olduğunu hissettiğinizde daha farklı davranırsınız." Bundan birkaç paragraf sonra ise şunları yazıyor Maalouf: "Başörtüsü konusuna dönersek, ben burada geçmişe özenen ve GERİCİ bir tutumun söz konusu olduğundan kuşku duymuyorum..." Dininizle alay edildiğinde, ya da dininizin gereklerini yerine getirdiğinizde tepki duyuluyorsa, sizde tepki duyuyorsunuz diyor Maalouf. Ama bir alt paragrafta Müslümanlıkla ilgili olan "başörtüsü" konusunu ise gericilik olarak nitelendiriyor. Yani okuyucularına, kimliklere saygılı olmak gerek temasını vermeye çalışırken, kendisi satır aralarında saygısızlığını eksik etmiyor. Yani bana göre belli bir zihniyete kitapşörlük yapan samimiyetten uzak fikirlerin bir denemesi bu kitap. Bence Türk okuyucular Maalouf okumadan önce bir kez daha düşünmeli.


 ÖLÜM VE SÜRGÜN
Justin Mc Carthy

Bir nüfus bilimci olan Mc Carthy’nin bu çalışması, bir anlamda Ermenilere verilebilecek net cevapları da içeriyor. Kendi tarihçilerimizin bile böyle bir çalışmayı yapamamış olması biraz insanı üzse de, sürekli temcit pilavı gibi önümüze sürülen Sözde Ermeni Soykırımına verilecek cevaplar bakımından önemli bir eser. Yazarın tarafsızlığı ve savaş öncesi, savaş sonrası, tecrit sonrası oluşan nüfus rakamları her şeyi gözler önüne seriyor.




 17 RAMAZAN SUİKASTİ
Corci Zeydan

Hz Ali (r.a)' nin suikastının romanlaştırıldığı, okunması kolay bir kitap. Yalnız o dönem ve olaylara ait çok da geniş bilgi sahibi olmayı okuyucular beklememeli. Basit bir anlatım hakim kitap boyunca, kurgusu çok zayıf. Öyle ahım şahım bir araştırma yapılmadan hemen hemen herkesin bildiği bilgilerin üzerine bina edilmiş bir roman...




 GENÇLİK YILLARI
Lev Tolstoy

İsminin henüz edebiyat alanında keşfedilmediği dönemlerde kaleme aldığı bir eser. Kitabın başka yayın evlerinde Çocukluk, İlk Gençlik gibi ikilemeleri mevcut. Aslında Tolstoy kendi yıllarını anlatıyor eserinde. Eserde tek hatırladığım, öğretmen ya da dadı, ne derseniz deyin otoriter ve sert bir karakter var. Tolstoy'u Tolstoy yapan kitaplardan biri değil. Okumasanız da olur bana kalırsa...




 İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
Sebahattin Ali