Site Haritası

Ahmet Suat Özyazıcı (18.08.2008)

Bu ülkede kasketli adamlar, akıllara garibanlıkla harmanlanmış emek insanlarını getirir. Kasket; köylülüğün, alın terinin, çilenin, şikâyet etmeden mücadelenin ve manevi değerlerin simgelerinden biridir… Ahmet Suat Özyazıcı ismi nerede göze ilişse bu babacan adamın Türk futboluna vurduğu damganın arkasında o mütevazi kasketli duruş anımsanır.
 
1936 yılında dünyaya gelen bu dev adam damgasını vurduğu futbola 1954 yılında Yol spor’da başlar. Yol spor’daki bu yolculuk ona Türkiye futbol tarihinde ihtilal yolunu da açmıştır artık… Bu meşakkatli yolda dünyaca ünlü rakip hocaların arasından sıyrılıp Trabzonspor’u bir kez değil tam dört kez şampiyonluğa taşıması onun taktik ve teknik ustalığının kanıtıdır tek başına.
  
Yakın tarihe kadar Türkiye’nin en fazla şampiyonluk yaşamış tek teknik adamı olmasına rağmen bu özelliğinin çok fazla gündeme gelmemesi klasik İstanbul basınının güneşi balçıkla sıvama çabası ve aymazlığının örneklerinden biridir. Ahmet Suat Özyazıcı’nın mütevazı duruşu bugünde hiç değişmemiş, döneminde de basına ders verme polemiklerine girmemiştir şüphesiz.
  
Trabzonspor denilince yok olmuş bir arşiv söz konusudur bu ülkede. İşte bu yüzden bu dev adamın ihtilaline ait görüntüler yoktur futbol arenasında. Dönemin gazete kupürlerinde gördüğümüz bu babacan adamın arkasında bıraktığı 18 kupaya “Defans yaparak futbol oynatıyordu” yorumunu yapanların bu fikre hangi görüntülerden ulaştıklarını bilmiyoruz. Ama o dönemde meşin yuvarlak peşinde koşan rakip futbolculardan bugün yaşayanların “Trabzon’da korner attık mı kendimizi galip sayardık” ifadelerinin arkasındaki gücü bilenlerdeniz çok şükür.
  
Bizim nesil Ahmet Suat hocayı yıllar sonra Trabzonspor hocası olarak gördü futbol sahalarında. Başarılı olamadı belki ama Trabzonspor adına geride bıraktıkları bu camia yaşadıkça ayakta alkışlanacak başarılardı. Bizi biz yapan emekçilerin en büyüklerinden biri olan bu dev adama biçtiğiniz değer, onu Trabzon sokaklarında ya da Avni Akerde gördüğünüzde saygıdan elinizin ayağınızın birbirine karışma heyecanı ile doğru orantılıdır.
 
Ahmet Suat Özyazıcı için bir şeyler karalamak haddimize bile değil. Ama şampiyonluk görmemiş bir kuşağın ona bakış açısının ve saygısının ufakta olsa bir ifadesidir bu yazı. Ahmet Suat hoca ile yaşamış dönemin insanlarının onu anlatan bir yazı kaleme almamaları da bizim ayıbımız olmasa gerek…  
 
Gökhan UZUNOĞLU
18.08.2008 / İstanbul